16 Nisan 2025 04:28

Erkunt’ta geçimle yaşam arasında bir mücadele

"15 yıldır Erkunt'ta çalışıyorum, TİS masasında işçinin sesi yok, bayram harçlığına muhtaç bırakıldık. Oysa birlik olsak, kimse bizi ezemez. Gelin, bu utanç düzenini beraber yıkalım”

Erkunt’ta geçimle yaşam arasında bir mücadele

Erkunt Traktör tanıtımından ekran görüntüsü alınmıştır.

Erkunt Sanayi işçisi
Ankara


Merhaba arkadaşlar. 15 yılı geçkin süredir Erkunt Sanayi’de çalışıyorum. Yine bir TİS dönemindeyiz. Her dönem olduğu gibi bu dönem de işçi mi sendikalı yoksa patron mu sendikalı diye düşünüyoruz. Sahi sendika neydi? İşçinin haklarını gözetip patrona karşı savunan, işçiyi patrona ezdirmeyen, sorunlarını dinleyen, çözüm arayan bir kurum muydu? Yoksa patronun her lafında işçinin canını yakan, sendikasız taşeron işçinin daha fazla para almasına ses çıkarmayan, kapının önüne 0 km araçlar dizen patrona karşı hakkını arayan işçiye “Size de 1670 TL ayakkabı çeki aldık” diye caka satan, emekçinin hakkının gasbına kılıf bulan bir kurum mu?

Seçim yapılmıyor, sözleşme işçiye sorulmuyor

20 yıldır değişmeyen, işçiden de sendikacılardan da haberi olmayan, patronun ağzının içine bakan temsilcilerden, seçim bile yapılmadan birilerinin tanıdığı diye yapılan delegelerden sıkıldık artık. Türk Metal’le patron arasında yürütülen, 1 Mart itibarıyla başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri kapsamında birçok toplantı yapıldı ama para konusuna bile gelemediler. İşçinin taslağına işçiye sormadan karar veren, kendi hazırladıkları sefalet taslaklarının bile yanına yaklaşamayan, emekçinin bayram harçlığı, ramazan erzak paketinin bile patron tarafından ödenmesini sağlayamayan bu sendikacılardan bıktık.

Hata birlik olmayan bizlerde

Aslında suç ne sendikacılarda ne de patronda. Suç tamamen biz Erkunt işçilerinde. Biz birlik olamadığımız için sendika temsilcisi o koltuğunda oturuyor. Biz birlik olmadığımız için patron “İşler düşük, yarısı sizden yarısı bizden” deme cesaretini kendinde buluyor. Bu sebeple kendilerine milyonlarca lira alanlar işçiye 2 bin liralık bayram harçlığı verme cesaretinde bulunuyorlar.

Biz birlik değiliz, biz tek başımıza çok güçsüzüz. Teker teker sendikaya hesap sormaya gittiğimizde adımız alınıp daha biz bölümümüze dönmeden müdürlere haber gidiyor. Ama birlik olursak, tek bir vücudun parçası gibi hareket edersek o zaman bizden korkarlar. O zaman bizi ciddiye alırlar. O zaman bizim hakkımızı kimse yiyemez.

"Gelin uykularını kaçıralım"

Demem o ki bu yazıyı okuyan işçi kardeşim; senin sıkıntını en iyi ben anlarım, çünkü ben senim. Markete gittiğinde yaşadığın mahcubiyeti ben bilirim. Evladın para istediğinde, ev kirasının günü geldiğinde, faturalar peşi sıra geldiğinde, bu ay hangi kredi kartına takla attırsam diye düşündüğünde, başını yastığa koyduğunda, bankadaki borçlarını düşündüğünde senin ne hissettiğini ben bilirim. Çünkü ben de sizlerden biriyim.

Ama ben tek başıma çok güçsüzüm. Ben tek başıma çok yalnızım, ben tek başıma çaresizim. Ama sen yanımdaysan, sen benimleysen, senin nasıl gece yastıkta uykun kaçıyorsa, senin hakkını savunmayan sendikacının da patronun da uykusunu kaçıralım. Gelin birlik olalım, gelin beraber yenelim. Gelin beraber kazanalım. Kendi isteklerimizi beraber söyleyelim. Unutmayın çark biziz, biz dönmezsek onlar kaybeder.

Evrensel'i Takip Et